31 Ekim 2012 Çarşamba

BİLİNÇALTININ 30 TEMEL ÖZELLİĞİ (http://bayramtasci.com/makale-111-Bilincaltinin-30-Temel-Ozelligi)



1- Doğru – yanlış, ahlaklı – ahlaksız, gerçek – hayal gibi ayrımların farkında değildir. Bilinçaltı bir bilgisayar programı gibidir sadece verilerle ilgilenir. Veri hakkında yorum ya da değerlendirme yapmaz.

2- Bilinçaltı genellemeler yapabilir hatta bunu sıklıkla yapar. Örneğin sizinle kavga eden arkadaşınızın adı Ali ise, tüm Ali’lerin kavgacı olduğuna inanabilir

3- Bilinçaltı anı yaşar, geçmiş yada gelecekten bir şey anlamaz, onun için sadece an vardır.

4- Bilinçaltının duyduğu kelimeyi cümleden bağımsız olarak kayıt edebilme özelliği vardır. Örneğin sigarayı bırakmak istiyorum diyince sadece sigara kelimesini kayıt edebilir, sigara kelimesine tepki verebilir. Bırakmak ve istiyorum kelimeleri ile sigarayı yan yana getirebileceği gibi, eğer sigara ile ilgili güçlü bir bağlantıları varsa sadece bu kelimeyi de duyabilir.

5- Bilinçaltı değişimden nefret eder, hiç bir şeyin değişmesini istemez. Değiştirmek istediğinizde tepki koyabilir ve sizi değişimden vazgeçirmek için tüm silahlarını kullanabilir.

6- Bilinçaltı rüyalarla kendini düzenler ve sıkışmış enerjileri ortaya çıkartarak kendisini rahatlatır.

7- Bilinçaltı sembollerle konuşur, kelimelerden fazla resimlere tepki gösterir.

8- Bilinçaltı tersten duyabilir ve anlayabilir. Cümleleri tersten duyan bilinç için bunları anlamak çok zordur ama bilinçaltı için çok kolaydır.

9- Bilinçaltı ilk 5 yaşa kadar temel özelliklerini, kayıtlarını tamamlar. Bundan sonra kendi kayıtlarına uygun yeni verileri kabul eder. Diğer verileri girmek için doğru ve ısrarlı çalışmalar yapmak gereklidir.

10- Bilinçaltında çağrışım en önemli etkilerden birisidir. Sürekli bir şeyler ona başka bir şeyleri çağrıştırır bir dosya başka bir dosyayı açmasını sağlar.

11- Bilinçaltı aynı anda bir çok işlemi yapabilir, bir çok veriyi işleyebilir, otomatik olarak bir çok işlevi yerine getirebilir. Kapasitesi çok geniştir.

12- Bilinçaltı kolektif bilinçaltı ile bağlantılıdır, bu nedenle başka insanların bilinçaltından da etkilenir.

13- Bilinçaltının espri anlayışı yoktur, şakadan anlamaz. Söylenen herşeyi gerçek kabul eder.

14- Bilinçaltı duygusal değildir ama duyguların enerjisinden bire bir etkilenir. Kimsenin bilinçaltı merhametli değildir ama merhamet duygusu bilinçaltında bir çok çağrışım yapabilir, bir çok veriyi harekete geçirebilir ve kişinin kararlarını etkiler.



15- Bilinçaltı aynı küçük bir çocuk gibi, ısrarcı ve sabırsızdır. İstediği bir şey hemen olsun ister ve ne olursa olsun ısrara devam eder. Bir davranış kişiye zarar verse bile bunu ısrarla yapabilir çünkü bilinçaltında doğru yanlış, zararlı zararsız gibi kavramlar yoktur, salt istek vardır. Bir çok kişinin kendisine zarar veren ilişkilere, alışkanlıklara ve davranışlara devam etmesinin altında bu dinamik vardır. Eğer bilinçaltını değiştirmek istiyorsanız siz ondan daha fazla ısrarcı olmalısınız.

16- Bilinçaltı asla dinlenmez, uyumaz ve çalışmayı bırakmaz. Kişi yaşadığı sürece işlem yapmaya devam eder.

17- Bilinçaltının abartıcı bir doğası vardır. Özellikle korkuları abartarak kişinin kaygı düzeyini yükseltebilir.

18- Bilinçaltı sürekli tekrarlara karşı duyarlıdır. Bir düşünceyi, duyguyu yada cümleyi sürekli tekrar ederseniz bunu en sonunda kayıt eder.

19- Bilinçaltı kişinin hissettiği nefret gibi olumsuz duyguları kayıt eder ve bu duyguları uygun bir ortamda ortaya çıkartır. Bilinçaltı için intikamı sever diyemeyiz ama içindeki nefreti açığa çıkartmak için bir yol bulur diyebiliriz.

20- Bilinçaltı ince ayrımlar yapmakta zorlanabilir. Örneğin bilinçaltı için parasını sokakta düşürmek için iflas etmek aynı anlama gelebilir, çünkü ikisinde de para kaybı vardır.

21- Bilinçaltının dili 5 yaşında bir çocuğun dilidir, sade ve açık anlatımlardan anlar. Eğer bilinçaltınıza ben çok zenginim derseniz bunu anlayacaktır ama evrenden gelen zenginlik tüm enerji kanallarıma akıyor, yüksek benliğim aracılığıyla bana ulaşıyor gibi bir şey söylerseniz 5 yaşında bir çocuk bundan ne anlarsa bilinçaltı da ancak o kadarını anlayacaktır.

22- Bilinçaltı kişinin tutumlarını ve davranışlarını direk etkiler. Sahip olduğu kayıtlara göre kişinin tepkiler vermesini ve kararlar almasını yönlendirir. Örneğin bilinçaltında ben başarılı bir insanım kaydı olan bir insan kendisine başarı getirecek işlere otomatik olarak yönlenir, sonu başarılı olacak kararlar verir ve onu başarıya taşıyacak durumları hayatına çeker.

23- Bilinçaltı bütün bu özelliklerinin dışında kendi kayıtlarına uygun olayları gerçekleştirmek için durmadan çalışır. Kendi inançlarını kişinin hayatına çeker ve inandığı herşeyin gerçek olması için çalışır. Kolektif bilinçaltına ve dolayısı ile kolektif bilince bağlı olduğu için bunu yapması çok kolaydır. Eğer bilinçaltınız fakirliği hak ettiğinize inanıyorsa bunu gerçekten deneyimlemeniz için gerekli şeyleri yapacaktır, buna emin olabilirsiniz.

24- Bilinçaltı bilinçli zihinden emir alır. Burada ya siz bilinçli olarak bilinçaltına emirler verirsiniz ya da bunu bilinçsizce yaparsınız ama mutlaka yaparsınız. Eğer bilinçli bir şekilde emir vermeyi başarırsanız bilinçaltındaki verileri değiştirebilir, yeni veriler girebilir ve bilinçaltınızın sizin istediğiniz hayatı gerçekleştirmesi için çalışabilirsiniz.

25- Bilinçaltı hiç bir şeyden şüphelenmez ve sorgulamaz. Bu nedenle bilinçaltınıza hangi komutları verdiğinize dikkat etmelisiniz.

26- Bilinçaltınızda bir çok kayıt birbiri ile bağlantılıdır. Bir kayıt diğerini etkiler, tetikler açığa çıkartır. Bir çok korku başka bir korku ile bağlantı halindedir. Bu nedenle bilinçaltına bütünsel olarak bakmak gerekir.

27- Bilinç daha fazla tümevarımlı, bilinçaltı ise tümdengelimli düşünme eğilimindedir.



28- Bilinçaltının psişik yetenekleri vardır, gelecekteki bir olayı görebilir, önceden tedbirler alabilir, kişiyi uyarabilir.

29- Bilinçaltı, bilincin dikkat etmediği şeylere daha fazla dikkat eder ve otomatik olarak kayit eder. Bilincin dikkat ettiği şeyleri ise kayıt etmek için anlamlı bir çaba ve tekrarlar gereklidir.

30- Bilinçaltının sanatsal yetenekleri vardır, üretim yeteneği çok gelişmiştir ve hayal gücüne sahiptir. Ancak tek sorun hayal ile gerçeği ayırt edememesidir. Eğer kişi kendi hayallerini bilinçli olarak kurmazsa bilinçaltı için bunlar katı bir gerçek olacaktır.

HERKESİN BİR HİKAYESİ VARDIR...


Yıllar önce savrulmuş giderken, ”Rüyalarımdaki hayatı mı yaşıyorum?”diye kendime hiç ama hiç sormamıştım. Benim için hayat her gün yaptığım abuk sabuk işlerden ibaretti. En iyi yaptığım şey de her söylenilene evet anlamında kafa sallamaktı. İşin gerçeği başka alternatifim de yoktu. Ne istediğini bilmeyen birine kim yardım edebilirdi ki?
Kendimde gördüğüm en belirgin yanlış, kendimi herkesten aşağı görmekti. Aşağılık mıydım ben? Tabi ki hayır! Gerçekte hiçbir ortam beni buna itmiyordu. Aslında bu ortamı düşünce biçimimle bal gibi ben yaratıyordum. Silik bir tiptim ben kendimden hiç memnun değildim.
Resmi bir davet beklediğim de kesindi. Benim sorunum şöhret ve paranın rüyalarımdaki gibi çekici ve güzel bir kadının beni bulmasını beklemekti. Sanki birilerinin karşıma geçip şöyle demesini bekliyordum:”Merhaba ben ruh eşin, benimle evlenir misin?” ya da “Ben iyi yürekli cin ne kadar para istersin?” Yani “armut piş ağzıma düş” durumları!
Adeta bir sabah uyandığımda yaşamımın her zamankinden farklı olacağını sanıyordum. Bu arada garip bir davranışım vardı. Çevremin dikkatini çekmek için elimden geleni yapıyordum. Buna mecbur muydum? Kesinlikle hayır! Ama neden böyle bir gereksinim duydum hala bilemiyorum.
Şu da bir gerçek ki; toplum insanlar üzerinde sürekli bir baskı kuruyor ve kişiyi istediği gibi olmak yerine İSTENİLEN gibi olmak zorunda bırakıyor.
Evet, her şey berbat gidiyordu, ama tüm bunlar beni asla yıldırmamalıydı. Çünkü ben daha küçücükken her gece yatmadan önce büyük adam olduğumu hayal ediyordum. Tüm bunları unutup o küçük çocuğa ihanet edemezdim değil mi?
İşin garip tarafı içimden bir ses, rüyalarımdaki hayatı yaşamanın, tam istediğim gibi olmanın olanaklı olduğunu söylüyordu. Bu sesi anlamlı ve dostça bulduğumdan olsa gerek arayışımı daima sürdürdüm, hiç bırakmadım. Bana göre olması gereken de buydu.
Ölgün ve bitkin bir durumda olup olmamam önemli değildi, sadece ve sadece rüyalarımdaki hayatı yaşayıp yaşamadığım önemliydi.
Bu işe kafayı takmıştım eninde sonunda rüyalarımdaki hayatı yaşayacaktım.Düşlerimin düş olarak kalmasına asla izin vermeyecektim.
Sıradan, basit ve anlamsız bir yaşama kesinlikle razı olmayacaktım.
Öylesine bir hayat sürmek istemiyordum, gönlümce bir hayat sürmek istiyordum.
İşim kolay değildi, kat edecek çok yolum vardı.
Bununla birlikte sürekli ve düzenli çaba gösterirsem eninde sonunda başaracağımı biliyordum. Eğer sabır ve sebat gösterirsem rüyalarımdaki hayatın bile ötesine geçebileceğimi biliyordum ve bunu gerçekten hissediyordum.
Benim yaşamdan öğrendiğim en önemli derslerden biri “Bir şey yapmazsam hiçbir şey elde edemeyeceğim” oldu. Gerçekten de yaşamda insana hiçbir şey hazır sunulmuyor. Kararlı olmak, çaba göstermek ve en önemlisi pes etmemek gerekiyor.Yoksa hayattan istediklerinizi asla alamıyorsunuz ya da en iyi ihtimalle daha azına razı oluyorsunuz.
Bunu Amerikalı kişisel gelişim uzmanı Anthony Robbıns bakın nasıl açıklıyor:”Kendi gelecekleri ile ilgili planları olmayanlar başkalarının planlarına dahil olurlar”.Bu düşünce bana rüyalarımı gerçekleştirme aşamasında gerçekten çok yardımcı oldu.
Başkalarının planlarının parçası olmak istemiyordum, kendi yaşamımın hem oyuncusu, hem yönetmeni hem de yazarı olmak istiyordum.
İnsan potansiyelini geliştirme anlamında tüm dünyada eski-yeni ne varsa hepsini öğrenmek istiyordum.Gerçekten delicesine, bitmek tükenmek bilmeyen bir öğrenme isteğim vardı. Öğrendikçe bir şeylerin değiştiğini hissediyordum.
Öğrenmek bir süre sonra bağımlılık yaptığı gibi insana garip bir şekilde güçte veriyor.Kendinizi zırhla koruma altına almış gibi oluyorsunuz ne reddedilmekten, ne kaybetmekten, ne aşağılanmaktan ne de başarısızlıktan korkuyorsunuz.Tam aksine ışıltılı ve kocaman başarıların sizi bulması için cesurca bir kahraman gibi savaşıyorsunuz.
Önceleri okuduğum kitaplar sıradan kişisel gelişim kitaplarıydı. Bir günde okunacak türden kitaplardı bunlar.Hepsinde anlatılanlar üç aşağı beş yukarı aynıydı.Sıklılmaya başlamıştım.Hayatta daha fazlası olmalıydı, bu kadarı yeterli değildi.Daha komplike, daha teknik, daha kapsamlı kitaplara geçmeliydim.
Anthnoy Robbins'in İçindeki Devi Uyandır'ınından, Stephen Covey'in Etkili İnsanların 7 Alışkanlığına, Rhonda Byrne'nin The Power'ından, Brıan Tracy'nin Maksimum Başarı'sına kadar tüm kitapları defalarca okudum.
Bu kitapların iyi tarafı bir süre sonra istemsiz bir şekilde uygulamaya başlamanız.Uyguluyorsunuz ve gerçekten belli bir noktadan sonra değişmeye başlıyorsunuz.Ben bu noktaya KIRILMA NOKTASIdiyorum.
İşte bende de değişim bu kırılma noktasından sonra oluşmaya başladı.
Ne zaman bir amaç belirlesem derhal bir şeyler yapar oldum.Kocaman bir amaç belirlediğimde hemen kendime “Neden olmasın?” diye sordum.Neden olmasın, başaramamam için hiçbir sebep yok! Ortada denenmesi gereken enteresan bir fikir olduğunda denemeye hazırdım.Rüyalarıma ulaşmak için her zorluğun üstesinden gelmeye hazırdım. Dünyayı sarsacak fikirlere sahip ben artık bunları paylaşmaya hazırdım!
Tüm bunlar sana çok uçuk mu geliyor? Gelmesin! Az bile anlattım..Yaşamımdaki reddedilmelerin, kaybetmelerin, başarısızlıkların, bunalımların haddi hesabı yok! Kanını dondurmak istemem
İnsan potansiyelinin sınırsız olduğunu hatırla.Şu an yaşamının kalitesi hangi seviyede olursa olsun bundan en az 10 kat daha iyi olabilir! Buna inanmasan bile teorik olarak böyle bir şeyin mümkün olabileceğini kabul etmelisin.Harvkulade bir dünyada yaşıyoruz değil mİ?
Hayatında çok büyük değişiklikler yapabilme gücüne her zaman sahipsin.Sadece karar verip bir yerlerden başlaman gerek!
Burada önemli bir noktanın altını çizmek isterim, ben sürekli şikâyet eden bir insanken gerçekten iyi bir şeyler yapmaya karar verdim.Daha azına asla razı olmadım.Bir durumdan başka bir duruma geçebileceğime yürekten inandım.
Tüm bunları yapmak için riske girmem ya da çok para sahibi olmam gerekmedi. Sadece biraz esnek olmam, daha iyi bir stratejiye sahip olmam ve hepsinden önemlisi en iyiyi aramam yeterliydi.
Anthony Robbins’in şu sözlerini bir an olsun aklımdan çıkarmadım.
"Yaşam için anahtar, mümkün olduğu kadar farklı yaklaşımlar kullanmaktır. Tek bir stratejiyle hareket etmek, tek vitesli bir araba kadar etkin olabilmek demektir”
Yaşamımdaki köklü değişimi ve bunu sağlayan en etkili ve kesinlikle işe yarayan araçları derinine inerek kitabım DÜŞ ATÖLYESİNDE  anlattım.
İnsana şevk ve güç veren en yeni kişisel gelişim metodlarını  ve daha fazlasını da  bu kitapta anlattım.
Umarım orada tekrar buluşuruz.
Tekrar görüşünceye kadar lütfen herşeyin mükemmel olmasına izin ver...
(ALINTIDIR)

21 Ekim 2012 Pazar

MASALA ÇAYI...

MERHABALAR;

  Geçen hafta doktorum programında Şems Aslan bu çayın tarifini verdi ve elimde bazı malzemeler olmadığı için ancak bu sabah deneyebildim... çayın faydaları anlatılana göre vücut sıkılaştırıcı, bagırsak temızleyıcı, sakınlestırıcı, enerji verici, yag yakımını hızlandırıcı  bır çaymış... çayın vatanı tabıykı Hindistan...Hindistan da çokça tüketilen bu çayı dünyanın çeşitli ülkelerinde tüketiliyormuş... denemekte fayda var dedım hem zaten kış geldı elımde bir fincan sıcak bir şey olmadan oturmam ben evde bir alternatif olsun dedim hem içersinde sütte olması hoşuma gitti hep unutuyorum süt içmeyi bana bahane olur.... evet çayı yaptım ve tadı güzel farklı ama bi çeşit baharatlı sütlü kahve gibi hem bir arkadaşınız geldiğinde de ikram edebileceğiniz değişik bir alternatif... hımmm daha daha heh çayı sabah yapıp gün boyunca tüketebilirsiniz soguk sıcak farketmiyormuş... şeker ekleyebilirsiniz yada bal yada pekmez size kalmış....yağ yakımını hızlandırmaksa amacınız en az günde 3 fıncan tuketmenız gerekır... evet gelelim tarife...

Malzemeleri;
5 su bardağı su    5 adet karanfil    5 adet karabiber tanesi    5 adet kakule   Az bir miktar çörek otu  yemek kaşığı bal   4 tatlı kaşığı siyah çay   2 su bardağı süt

Bu malzemeler 2 kişilik arkadaşlar...

Yapılışını ;





5 bardak kaynamış suyu kısık ateş üzerindeki demliğe boşaltın,karanfil,kakule,çörek otu ve karabiber tanesini ekleyinbaharatların kokusu çıkacak...4-5 dk bekledikten sonra siyah çayı ekleyin,biraz durduktan sonra bal(istege göre ben koymedım) ve sütü ekleyin... biraz demlensinler ve bardağa sonrada mideye:) aç yada tok olmanız farketmez....

afiyet olsun....

20 Ekim 2012 Cumartesi

BUZDOLABINDAN HATTA AYNADAN YAZI TAHTASI:)


MERHABALAR...

Evetben geçenlerde 1 milyoncuya uğradım ve orada beyaz tahta kalemıne rastladım ne zamndır aklımdaydı onunla aynalarıma ve buzdolabıma yazılar yazmak aşkıma not bırakmak falan ve hemn geldım eve işe koyuldum... aşkıma yazdım onu ne kadar çok sevdiğimi aynalarıma ve buzdolabıma ve ona söylemedım kendısı bir süre sonra fark etti ve oda bana sürpriz yaparak karşılık yazmış ve ben görünce çok mutlu oldum...mesela fotodaki aynalardan 1 tanesinde benım yazdıklarım var bir tanesinde de aşkımın yazdıkları ve salonumuza her gelen küçük bir gülümsemeyle yazdıklarımızı okuyor... okusun  sevıyorummmmmmmmmmmmmmmmm dahası var mı:DDDD

Sizde eşinize annenize babanıza böyle notlar bırakarak sürpriz yapmak istemez misiniz hatta belkı onlar not tahtanız olur....

HERKESE AŞK DOLU BİR HAYAT DİLERİM....


MERHABALAR;;

   Uzun süredir yazamamıştım bu arada kocacımla tatile çıktık çok güzeldi bizim ilk tatilimizdi.... düğünümüz iki şehirde yapıldıgı için daha fazla izin ayarlayıp tatile çıkamamıştık... çok eğlendik... Antalya ya gittik ve hala oralar yazı yaşıyor ve çok üzülerek söylüyorum ki yabancılar bizim memleketimizin sefasını sürüyorlar.... veveve geldiklerinde öyle 1 hafta falan değil en az 15 gün kalıyorlarmış veveve yılda iki kez gelenler var ki biz gittiğimizde orada ikinci kez gelmiş aileler vardı... ve dikkatimi çeken ikinci bir noktada ne çok doğuruyolar onlar öyle yaaaaaaaaaaaaa yani 25-26 yaşlarında insanlar ve yanlarında en az üç çocuk.... çocuklarda bir tatlı maşallah....Eşimle bayıldık hatta aramızda şöyle bir konuşma geçti (biz şu anda bebek düşünmüyoruz ) eşim dedi ki _aşkım biz biraz daha burada durursak kesinlikle çocuk yapacagız::))))))) evet tabi tatil bitirip gelmek inanılmaz zordu o rahattan çıkıp gelmek... ama her güzel şeyin bir sonu var...  olsun ben evımı de cok sevıyorum... canım evım benım:))) 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...